Bilim insanları, yaptıkları DNA çalışmasıyla Kara Ölümün gizemini çözdüklerini söylüyor
Yeni bir araştırma, kara ölümün büyük gizemini çözmüş olabilir. Kara Ölüm olarak da bildiğimiz ikinci veba salgını tam olarak nerede başladı? Bilim insanlarının yaptığı DNA analiz çalışmaları, bu sorunun cevabını veriyor.
Bilim insanları yaptıkları araştırma sonucunda kara ölümün kökeni hakkındaki gizemi çözdüklerini belirtiyor. Bu önemli araştırma geçtiğimiz günlerde Nature dergisinde yer aldı.
Tarihler 1347’nin Ekim ayını gösterdiğinde, 12 gemiden oluşan bir filo Sicilya’daki Messina limanına yanaştı. Gemilerdeki çoğu denizci ölmüştü. Hayatta kalan birkaç kişide ise yüksek ateş ve kan sızdıran siyah çıbanlar ortaya çıkmıştı. Bu denizciler hıyarcıklı veba hastalığına yakalanmışlardı. Hastalığı onlara bulaştıran şeyse siyah farelerde yaşayan pirelerdi.

Hastalık daha sonra Avrupa’ya da yayılmış ve insan hayatını tehdit eden ciddi bir salgına dönüşmüştü. Bundan önce Asya’da hastalıktan ölenlerin sayısının 20 milyon olduğu yönünde tahminler var. Ayrıca hastalık, sadece birkaç yıl içinde dünya çapında 200 milyona yakın kişinin ölümüne neden oldu.
Yıllar boyunca ciddi etkileri olan hastalığın, çok uzun süre çözülmeyen bir gizemi vardı. Kara Ölüm tam olarak nerede başlamıştı? Bilim insanları, yeni bir çalışmayla bu konuyu aydınlattıklarını söylüyor.
Cevap buldular
Çalışma kapsamında bilim insanları, antik DNA kalıntılarını inceledi. Bu DNA kalıntıları, 1800’lerde kazılan asırlık mezarlardaki insan kalıntılarına aitti. Bu mezarlarda ayrıca yazıtlar ve gravürler vardı. Bunlarda mezardaki kişinin bu salgın nedeniyle öldüğü bilgisi yer alıyordu.

Bununla birlikte bu mezarlar, Kırgızistan’ın kuzeyindeki Issık Kul Gölü bölgesinde yer alıyordu. Aynı zamanda burada 1338 yılında yaşayan insanlar vardı. Araştırmacılar mezardaki kişilerin kara ölümün en eski kurbanları olduğunu ifade ediyor.
Çalışmanın yazarlarından biri olan, Birleşik Krallık’taki Stirling Üniversitesi’nden tarihçi Phil Slavin, bu konuda bir açıklama yaptı. Slavin açıklamasında “Sonunda mezar taşlarında bahsedilen salgının gerçekten de vebadan kaynaklandığını gösterebildik.” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte Slavin ve diğer bilim insanlarının amacı vebanın çıkış yerini ortaya çıkarmaktı. Çünkü salgının son bulmasından itibaren tarihçilerin sunduğu nihai bir cevap yoktu. Çalışmada yer alan ve Almanya, Leipzig’deki Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden Johannes Krause bu konuda şunları söyledi. “Literatürde her türden hipotez vardı. Bunların tam olarak nereden geldiği gerçekten bilinmiyordu.”