Okyanusların aşırı ısınması deniz yaşamını olumsuz etkiliyor. Bu durum devam ederse deniz canlılarını kötü bir son bekliyor
İklim değişikliği, canlıların yok oluşuna neden oluyor. Bilim insanları, iklim değişikliğinin önüne geçilmezse bu durumun canlı yaşamını olumsuz yönde etkilemesinden oldukça endişeli. Çünkü iklim değişikliği nedeniyle ısınan okyanuslar, deniz yaşamını kötü etkiliyor. Bu, yeni bir yok oluşun kapılarını açabilir.
Yaklaşık 250 milyon yıl önce, dünyadaki deniz türlerinin %95’inden fazlası öldü. Küresel ısınmanın neden olduğu bu olay ‘Büyük Ölüm’ olarak biliniyor. ‘Büyük Yok Oluş’ olarak da adlandırılan olay aslında Permiyen-Triyas yok oluş olayıdır.
Milyonlarca yıl önce meydana gelen bu olay, Paleozoik ile Mezozoik dönemlerin yanı sıra Permiyen ve Triyas jeolojik dönemleri arasındaki geçişi başlatan bir kitlesel yok oluş olayıdır. Kaçınılmaz felaket sonucunda tüm deniz türlerinin %96’sı tükendi. Karalardaki omurgalı türlerinin ise %70’i yok oldu. Bu olayın önemli nedenlerinden biri volkanik patlamalardır. Doğal afet, okyanusları ısıttı ve su altındaki oksijen kaynağını bozdu. Aynı zamanda denizde yaşayan canlıları boğdu.
Araştırmacılar geçtiğimiz günlerde dikkat çeken bir çalışma yayınladı. Araştırmacılara göre, devam eden iklim krizi deniz canlılarını benzer bir yok oluşa doğru sürükleyebilir. Bu, Büyük Ölümün rakibi bile olabilir. Ancak araştırmacılar bu durumun önlenebileceğini ifade ediyor.
Bununla beraber Büyük Ölümdeki küresel ısınmanın nedeni volkanik patlamalardı. Ancak bu sefer, bu durumun itici gücü olarak insan faktörü karşımıza çıkıyor.

İnsan etkinlikleri, iklim değişikliğinin en önemli nedeni. Özellikle sera gazı emisyonları, iklim değişikliğini önemli ölçüde tetikliyor. Fosil yakıtların yakılması ise sera gazı emisyonlarını besliyor. Öte yandan bu, ısı ve elektrik üretmenin birincil yolu. Bundan dolayı insanlık ciddi oranlarda fosil yakıt kullanıyor.
2300 yılı için felaket senaryoları
Bilim insanları, karbon emisyonlarının engellenmediği takdirde, deniz yaşamını kitlesel yok oluşa doğru götüreceğini belirtiyor.
Araştırma ekibinin çalışması, 2300 yılı sonrasına işaret ediyor. Eğer insanlık, mevcut sera gazı emisyon oranını olduğu gibi devam ettirirse yaklaşık 4 ila 5 santigrat derece ısınma görebiliriz. Bu ısınmalar ise 2100 yılına kadar gerçekleşecektir. Isınma aynı zamanda 2300 yılına kadar 10 santigrat derecenin üzerine çıkacak.
ABD’deki Princeton Üniversitesi’nde sonrası araştırmacı olan Justin Penn’in söylediğine göre, tarihteki ‘Beş Büyük’ kitlesel yok oluşla aynı seviyede yok oluşları göreceğiz. Bu, tarihin tekerrürünü yaşayacağız anlamına geliyor. Çünkü dünyanın en yıkıcı olaylarından birinin öncesindeki döneme benzeyen çevresel koşullar gerçekleşiyor.
Benzer çevresel değişiklikler, Permiyen sonu felaketindeki gibi olaylara neden olabilir. Örneğin deniz türleri yaşam alanlarını kaybeder. Aynı zamanda oksijen yoksunluğu çeker. Bunların yanı sıra tanımadıkları yerlere göç etmek zorunda kalır. Tüm bunlara benzer başka korkunç senaryolarla da karşı karşıya kalabilirler.

Çalışmaya göre böyle bir kitlesel yok oluş, 2300 sonrasında meydana gelecek. Bundan dolayı şimdiden elimizden gelen her şeyi yaparak bu durumu ortadan kaldırmamız gerekiyor. Penn bu konuda, “Bu tür sonuçlardan kaçınmak için gereken hızlı ve agresif sera gazı azaltımlarını yürürlüğe koymak için çok geç değil.” diyor.
Kötü gidişata “dur” demek mümkün
Araştırmacılar, kötü senaryolar nedeniyle derhal harekete geçmek gerektiğinin altını çiziyor. Bu konuda özellikle politikacılara, işletmelere, kuruluşlara ve insanlara çok iş düşüyor.
Öncelikle emisyon eğilimlerini tersine çevirerek küresel ısınmanın devam etmesini önleyebiliriz. Araştırmacılar bunun toplu olarak gerçekleştirilmesi gerektiğinin önemini vurguluyor.
Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli 4 Nisan’da bir rapor yayınladı. Raporda karbon emisyonlarının azaltılması üzerinde durdu. 65 ülkeden 278 bilim insanı bir araya geldi. İnsanlığın karbon emisyonlarının 2030 yılına kadar nasıl yarıya indirilebileceğini buldu.
Bununla beraber başka bilim insanları da çözüm arayışları içerisinde. Araştırmacılar karbon emisyonlarını nasıl sınırlayabileceğimiz konusunda çalışmalar yapıyor. Örneğin bir iklim modelinde araştırmacılar, 2100 yılına kadar ısınmayı 2 derecenin altına düşürmenin bir yolunu buldu. Bu çalışma Nature dergisinde yer aldı.

Teorik olarak mümkün olan bu durumu pratikte de uygulamak gerekiyor. Ancak böyle olursa yok oluşun önüne geçmek mümkün olacaktır.
Bilim insanlarının yaptığı tüm çalışmaları uygulamaya koymak gerekiyor. Bu gerçekleştiği takdirde iklim değişikliği hafifleyecektir.
Ayrıca gerekli önlemler alındığı takdirde, öngörülen deniz neslinin tükenme riski muhtemelen yaklaşık %70 oranında azalacak.
Diğer yandan iklim değişikliği dışında deniz canlılarının yok olmasını tetikleyen başka etkenler de var. Aşırı avlanma, kirlilik ve deniz tabanı madenciliği gibi insan kaynaklı faktörler de kritik öneme sahip. Tüm bunlar yok oluş döngüsünün bir parçası. Bu parçalardan herhangi birini durdurarak yok oluşa engel olmak insanların elinde. Yani deniz yaşamı yok olacak olsa da bunu önleyebiliriz.