James Webb uzaylıları tespit edebilecek mi?
James Webb uzaylıları tespit edebilecek mi? James Webb, Nasa’nın daha önce hiç denenmemiş yeni teknolojiler içeren yeni teleskobunun adı.
Hubble Uzay Teleskobu’nun kısmen yerine geçecek olan bir kızılötesi uzay teleskobu James Webb.
2021 yılında tamamlanması planlanan James Webb Uzay Teleskobu’nun (JWUT) astronomik bir devrim yaratacağı düşünülüyor. JWUT, yazının başlığında bahsedildiği gibi yabancı hayat belirtilerini arayabilir, yakındaki yıldızların etrafında dönen gezegenlerin atmosferlerinin o hayat tarafından değiştirilip değiştirilmediğini tespit edebilir.
Uzak gezegenlerde hayatı nasıl tespit edersiniz?
Washington Üniversitesi Astronomu Joshua Krissansen–Totton ve ekibi, teleskobun yakınlardaki bir yıldızın etrafında BioSignatures (biyolojik iz-imza) adını verdikleri bulguları tespit edip edemeyeceklerini incelediler.
Krissansen-Totton söz konusu yaşam tespit gözlemlerine önümüzdeki birkaç yıl içinde başlayabileceklerini ifade etti.
Araştırmanın temeli JWUT’nin ışığa karşı çok hassas olduğu ve atmosferdeki kimyasal değişimlerin işaretlerini fark edebileceği fikrine dayanıyor.
Fikrin dayandığı prensip çok akılda kalıcı bir terim olmayabilir. Ancak bu fikir, ünlü bilim insanları James Lovelock ve Carl Sagan tarafından desteklenen bir miras niteliğinde.

James Loveclock ve Carl Sagan şu şekilde fikir yürütüyor; yarın eğer Dünya’daki tüm yaşam yok olursa atmosferimizi oluşturan bir çok gaz doğal kimyasal reaksiyonlara maruz kalacak ve yavaş yavaş farklı bir kimyasal karışıma dönüşecek.
Gezegenimizde yaşayan canlılar yok olduğunda atık gazlar da canlılar gibi gezegeni sürekli olarak terk edecek.
Bu yüzden oksijen belirtilerinin aranması uzun bir süredir evrende yaşam aramanın bir yolu olarak kabul edilir. Tabi ki bu, dünya dışı varlıkların bizimle aynı biyolojik kural ve sistemlere bağlı olduğunun bir göstergesi değildir.
Başka bir yıldızın etrafında dönen bir gezegenin atmosferinin kimyasal yapısı, ışıkla dikkatlice ölçülebilir. Gezegenin atmosferindeki gazlar, ışığın dalga boyuna veya ışığa göre değişmesine ve her kimyasaldan ne kadar bulunduğuna dair bilgilerin ortaya çıkmasına neden olur.
Bakılacak en iyi yer neresi?
Bay Krissansen-Totton, JWUT’nin Güneş’ten yaklaşık 39.6 ışık yılı uzaklıkta bulunan, TRAPPIST-1 adlı Jüpiter büyüklüğündeki “küçük” bir yıldızın etrafında dönen gezegenlere bakması halinde elde edilecek verileri test etti. Keşfe göre bu yıldız, bir çoğu sıvı suya sahip olan yedi adet dünya ölçeğindeki gezegene ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle bu yöntemle uzayda yaşam aramak için en iyi yerlerden biri olabilir.
Bu hayal edilemeyecek kadar küçük bir sinyalin çok zorlu bir ölçümü olacak. Krissansen-Totton ölçüm yapıldıktan sonra “herhangi bir biyolojik süreçten haberdar olabilir miyiz?” sorusuna verilecek cevabın şimdilik “Alternatif bir açıklama getiremediğimiz bir şeyi tespit edersek, bunun inanılmaz derecede heyecan verici bir keşif olacağını düşünüyorum.”dedi.

Başka kimler işin içinde?
Şimdilik teleskobun aynası, California’daki bir laboratuvarda güvenli bir şekilde kilitli kalıyor ve astronomlar da yukarıda bahsettiğimiz olasılıkları araştırmaya devam ediyor.
JWUT, önümüzdeki birkaç on yılda ciddi incelemelere tabi tutulacak bir dizi yeni tesise entegre olacak.
Hawaii ve Şili’de devasa yere bağlı teleskoplar da planlanıyor. Öte yandan Avrupa Uzay Ajansı’nın diğer yıldızların etrafındaki gezegenlerin atmosferlerini araştırmak için tasarlanan İngiltere liderliğindeki Ariel Misyonu 2020 sonlarında başlayacak. (yani 2021’den önce 🙂
“Evrenimizi anlamak ve kozmosu keşfetmek için kayda değer bir zamanda olduğumuzu düşünüyorum ve James Webb bizi sonraki adıma götürecek.”
Joshua Krissansen-Totton
“Buna gerçekten değecek.” James Webb Uzay Teleskobu projesi Nasa’ya ait yürütülen bir proje. Ancak projeye maddi ve manevi destek olan Avrupa ve Kanada Uzay Ajansları ve daha bir çok ülkeden bilim insanları yaşanacak gelişmeler konusunda çok heyecanlı.
Yabancı yaşama dair herhangi bir bulguya rastlanması ihtimali sizce de heyecan verici değil mi?