Araştırmacılar, karahindiba tohumlarından esinlenerek sensörler tasarladı
Bilim insanları, doğadan ilham alarak yeni tasarımlar yapıyor. Doğa, birçok teknolojik gelişmeye ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Bu durumun bir örneğine ABD’deki bir üniversite imza attı. Üniversiteden bir grup araştırmacı, karahindiba tohumlarından ilham alarak sensörler tasarladı.
Bu sensörlerin tasarımı onların rüzgârda hareket etmesini sağlıyor. Araştırmacılar tasarımı oluştururken karahindiba tohumlarından ilham aldı. Küçük sensörler, rüzgârda savrulurken çevresel verileri topluyor.
Son zamanlarda ekolojik sistemin bozulmasına sıklıkla şahit olduk. Bu durum, ekolojik zorlukların giderek artmasına neden oluyor.

Ekosistemde olumsuzlukların ortaya çıkması, bilim insanlarını harekete geçiriyor. Ayrıca araştırmacılar, doğal yaşamı tedavi etmek ve daha iyi hale getirmek için teknolojiye başvuruyor. Bu noktada bazı teknolojik gelişmeler, doğanın iyileşmesine yardımcı olacaktır.
ABD’deki araştırmacıların geliştirdiği sensörler, bu teknolojik gelişmelerden yalnızca biri. Sensörler aynı zamanda oldukça önemli bir role sahip. Çünkü sensörlerin çevresel verileri toplamak gibi bir işlevi var. Çevresel verileri elde etmek, doğanın iyileşmesi için atılacak adımları belirlemeye yardımcı olacaktır.
İklim değişikliği ve orman yangınları gibi sorunlar son günlerin önemli sorunları arasında yer alıyor. Bundan dolayı bu gibi olayları takip etmek bilim insanları açısından oldukça önemli. Sensörler, bilim insanlarına bu konuda yardımcı olabilir. Ayrıca sensörler, bu olayların izlenmesine yardımcı olacaktır.
Oldukça küçük ve hafifler
Sensörler bu önemli amacı gerçekleştirmek için rüzgârda kolayca hareket ediyor. Aynı zamanda çevresel verileri izleyip toplamak için dronelar tarafından geniş bir alana dağıtılabiliyor.

Önemli çalışmalara yardımcı olacağına inandıkları aracı, Washington Üniversitesi’ndeki araştırmacılar geliştirdi.
Küçük olan bu sensörlerin çalışması için pile ihtiyaçları yok. Çünkü sensörler güneş enerjisiyle çalışıyor. Ayrıca dronelar, bu sensörleri rüzgârda dağıtıyor. Böylece sensörler oldukça geniş alanlarda çevresel verileri topluyor.
Araştırmacılar, rüzgârın taşıyacağı plastik diskleri lazerle kesti. Verileri toplayan elektronikler, işte bu diskin üzerinde yer alıyor. Sensörün elektroniği ayrıca verileri kablosuz olarak iletiyor. Bununla beraber cihaza güç veren güneş panelleri ise yukarı bakacak şekilde açılıyor.
Ayrıca bu cihazlar küçük ve hafif olduğundan, bir tane drone bin tanesini taşıyabiliyor.
Öte yandan araştırmacılar, cihazın şekline yönelik çalışmalarına devam ediyor. Çünkü cihazın indiği yerde daha fazla kontrollü olmasını amaçlıyorlar. Bununla beraber, bu tür elektronik cihazların daha sürdürülebilir hale gelmesi için çalışıyorlar.