“Uzun vadeli radyasyonun etkilerini sistematik olarak araştıran bilim insanları, daha güvenli uzay yolculuğu için bir yol bulmuş olabilir. Maya daha güvenli bir uzay yolculuğu sağlayabilir. Bunun için araştırmacılar, astronotları korumak için mayayı kozmik radyasyonla patlatıyor”
Astronotlar Dünya’nın koruyucu atmosferinden ayrıldıktan sonra büyük miktarda kozmik radyasyona maruz kalır. Bilim insanlarının birçoğu Mars’a uzun vadeli bir görev sırasında uzay yolcularını bu radyasyondan korumanın yeni yollarını teorileştirirken, tüm bunlara maya şeklinde bir cevap gelmiş olabilir.
Bilim insanları, astronotları korumak için mayayı kozmik radyasyonla patlatıyor. Araştırmacılar daha güvenli uzay yolculuğu için bir yol bulmuş olabilir.
Geçtiğimiz yaz, üç üniversiteden üyeleri olan bir araştırma ekibi, bir insanın Mars’ta bir yıl sonra alacağına eşdeğer simüle kozmik radyasyon ile 6.000 maya suşunu patlattı. Patlattıktan sonra radyasyona maruz kalabilen 10 maya geni buldu. Bu, normalde Dünya’da aldığımız radyasyonun yaklaşık 10.000 katıdır.
Araştırmacı Corey Nislow, “10 veya 15 yıl öncesine kadar, radyasyon hasarı ile ilgili tüm bilgilerimiz, uzun süreli kronik maruz kalma araştırmacısı için iyi bir model olmayan Hiroşima, Nagasaki ve Çernobil’den gelen akut, yüksek doz radyasyona dayanıyordu. Bu çabalar, bilim insanlarının sistematik olarak uzun vadeli radyasyonun etkilerini ilk kez incelediklerinde uzay biyolojisi ve insanları aya, Mars’a ve ötesine göndermek için oldukça heyecan verici” dedi.
Maya kullandık…
Gelecek yıl, Corey Nislow, Kasım 2020’yi başlatan NASA’nın Artemis 1 ay misyonunda yer alan maya ve yosun örneklerini gönderecek. Bu olduğunda, bu deneyleri başka bir test yatağında tekrarlamaya çalışacak. Örnekler, 48 günlük yolculuk sırasında tipik kozmik radyasyona maruz kalacak. Geri döndüklerinde de örnekler 2019 sonuçları ile karşılaştırılacaktır.
Mayanın mikro yerçekimine nasıl tepki verdiğini bilmek, bilim insanlarına sonunda hasta insanlara uygulanabilecek sonuçlar da verebilir.
Ayrıca Corey Nislow, “Maya kullandık. Çünkü maya, genlerinin yaklaşık yüzde 50’sini insanlarla paylaşıyor. Bu da onu birçok deneyde insan hücreleri için ideal bir stand-up yapıyor. Mayaların kozmik radyasyonla dolu bir ortama, mikro yerçekiminde nasıl tepki verdiğini bilmek oldukça önemli. Çünkü bu, bize prensip olarak insan hücrelerine ve nihayetinde hasta insanlara dönüştürebileceğimiz sonuçlar verebilir” diye ekledi.