“Bilim insanları mumyaların mumyalanmadan evvel nasıl göründüğünü ortaya çıkarıyor. Ayrıntılı 3D rekonstrüksiyonlar kullanılarak yapılan çalışma için DNA’lar kullanılıyor”
Mumyalar, insanların merakla çözmeye çalıştıkları konulardan biri. Mısır’da bulunan mumyaların sayısı arttıkça mumyaların gizemini çözmeye yönelik istek de artıyor.
Birçok bilim insanı bu doğrultuda çalışıyor. Bu yılın başlarında bilim insanları mumyalama hakkında bilinen en eski kullanım kılavuzunu buldu. Ayrıca altın dilli bir Mısır mumyası da bulundu. Yine geçtiğimiz yıl, 2500 yıl sonra ilk kez açılan bir Mısır tabutu ortaya çıktı.
Bunların yanı sıra bulunmuş olan birçok mumya var. Tüm bu mumyalar üzerindeki çalışmalar araştırmacılar tarafından devam ediyor. 2017 yılında bu Mısır mumyalarının genetik sırlarını ilk kez ortaya çıkardı. Genlerin elde edilmiş olması birçok araştırma için önemli bir basamak oldu. Araştırmacılar, korunmuş bedenlerden alınan verileri günümüz insanlarıyla karşılaştırdı. Buna göre antik Mısırlıların en yakın akrabaları Yakın Doğu’dan gelen eski insanlar.
DNA’lar şimdilerde eski Mısırlıların nasıl göründüğünü ortaya çıkarmak amacıyla kullanılıyor. Araştırma üç mumya üzerinde devam ediyor. Eski Mısır mumyalarından elde edilen DNA ile üç erkeğin mumyalanmadan evvel nasıl göründüğü ortaya çıkacak. Üç kişi 2.000 yıldan daha uzun bir süre önce Bereketli Hilal olarak adlandırılan bölgede yaşıyordu.
İncelemeler büyük oranda ayrıntılı 3D rekonstrüksiyonlar kullanılarak yapılacak. Görüntüler DNA fenotiplemesinden elde ediliyor. Bu, genetik verilere dayalı olarak bir kişinin fiziksel özelliklerini tahmin eden bir uygulama. Bu sistemi kullanan şirket, genellikle ceza davalarının çözülmesine yardımcı olmak için DNA fenotiplemesinden faydalanır. Şirket, mumyalar üzerindeki araştırma için kullanılan kapsamlı DNA fenotiplemesini bu kadar eski insan DNA’sı üzerinde ilk kez uyguluyor.
Şirket olası yüz tahminlerini 25 yaşı baz alarak yapıyor. Yeniden yapılanmalara göre erkeklerin yüzleri 25 yaşını gösteriyor. Mumya yüzlerinin yaşlanmadan etkilenip etkilenmediğini henüz kimse kesin olarak bilmiyor. Ayrıca kalıntılardan yaş tahmininde bulunmak da henüz mümkün değil. Şirket, bu ve benzeri bilgiler eksik oluğu için mumyaların yüzlerini 25 yaşında gösteriyor.
Üç Mısırlı adamın yüzlerini yeniden oluşturacak olan şirketin adı Parabon. Burada çalışan ekip bunu gerçekleştirmek için dizilmiş olan mumya DNA’sına yöneldi. Dizilimi Almanya’daki Tübingen Üniversitesi’ndeki ve Max Planck İnsan Tarihi Bilimi Enstitüsü’ndeki araştırmacılar gerçekleştirdi.
Daha sonra genomda göz rengi, saç rengi ve hastalık yatkınlığı gibi belirli insan özelliklerine karşılık gelen belirteçler olan tek nükleotid polimorfizmlerini çıkardılar.
Araştırmacıların 3 boyutlu olarak modellediği şeyler arasında kafaların olası genişliği, yüksekliği ve derinliği ile yüz özellikleri yer alıyor.
Araştırmacıların işini kolaylaştıran en önemli şey insan DNA’sının son birkaç bin yılda pek bir değişiklik göstermemiş olması. Böylece bilim insanlarına eski genomları modern insanlarla karşılaştırabilme imkânı doğuyor. Bu sayede bilim insanları, söz konusu genomların hangi popülasyonlarla en yakından ilişkili olduklarını belirleyebilecek.
Şirket bu konuda oldukça iddialı. DNA fenotipleme sistemi, herhangi bir etnik kökenden, hatta karışık soydan gelen insanlarda genetik soy, göz rengi, saç rengi, cilt tonu, çillenme ve yüz şeklini doğru tahmin edeceği iddiasında.
Şirket araştırmacılarına göre, üç mumya da açık kahverengi ten rengine sahip. Ayrıca göz ve saç renkleri koyu renkli.
İddialı şirket, mumya görüntülerini geçtiğimiz ayın başlarında Orlando Florida’da gerçekleşen 32. Uluslararası İnsan Kimliği Sempozyumu’nda gösterdi.
Zaman geçtikçe ortaya çıkarılan mumya yüzlerinin sayısı artabilir. Yapılan çalışma eski insanlar hakkında birçok şeyin DNA’lar yardımıyla ortaya çıkarılabileceğini gösterdi. Heyecan verici araştırmaların sayısı böylece artabilir.