Olumlu duyguları artırmak, mutlu olmak ve yaşam enerjisini artırmak insanların günlük hayatlarına kolaylık sağlar. Günlük hayatta daha az üzüntü, stres, yalnızlık, öfke ve korku hissetmek, aynı zamanda daha fazla eğlence, coşku ve şefkat duygusu yaşamak insanın müdahale edebileceği şeyler.
Kolaylıkla müdahale edilebilecek olan mutluluğun şekillendirilebileceği bir araştırma ile ortaya kondu.
Psikoloji profesörü olan Laurie Santos, “Mutluluğun yerleşik olduğu ve onu değiştiremeyeceğimiz konusunda yanlış bir kanı var” diyor.
Duygularımızı etkileyebileceğimizi öne süren popüler bir teori, 2005 tarihli bir makalede ortaya kondu. O dönemde araştırmacılar, mutluluğun %50’sinin genler, %10’unun yaşam koşulları tarafından belirlendiğini, %40’ının ise günlük aktiviteler tarafından belirlendiğini ileri sürdü. Bu, bazı yönlerden birtakım eleştirilerle karşı karşıya kalsa da yaygın olarak kabul gören bir fikre başvuruyor: Mutluluğunuzun en azından bir kısmı sizin kontrolünüzde.
Santos, “Bilim, maddi koşullarımızın, sahip olduğumuz maddi varlıkların mutluluk için düşündüğümüzden daha az önemli olduğunu gösteriyor” ifadelerinde bulunuyor.
Mutluluk ile ilgili olarak başka bir yanlış anlama da Emiliana Simon-Thomas tarafından ifade edildi: “Mutluluk sürekli olumlu bir duygusal durumla aynı.” Mutlu olmak, her günün her saati neşeli olmak ve kendinizi mutlu hissetmek anlamına gelmez. Hayatta aksilikler, sorunlar, kayıplar yaşarsınız. Bu olumsuz duygular, duygusal yaşamınızın da önemli bir parçasıdır.
Uzmanlara göre mutluluk, olumsuz deneyimleri kabul etmek, bunlarla başa çıkmak ve bunları daha sonra daha iyi kararlar almak için kullanma becerilerine sahip olmak anlamına geliyor.
Peki kendinizi nasıl mutlu edersiniz? Bilim bu soruyu cevaplıyor. Mutluluğunuzun en azından bir kısmını kontrol edebilmenin çekici yanı, bunu evden veya herhangi bir yerden ücretsiz olarak yapabilmenizdir. İşte klinik çalışmaların mutluluk ve esenlik duygularınızı geliştirdiğini gösterdiği beş egzersiz.
1.Sosyal bağlantılarınızı geliştirin
Birçok araştırmaya göre sosyal bağlantı, mutluluğu etkileyen en büyük faktördür.
Araştırmacılar, sosyal yaşamdaki yakın ilişkilerin, insanları yaşamları boyunca mutlu eden en büyük faktör olduğunu keşfetti. Güçlü ilişkileri olan insanlar, daha az bağlantılı olanlara göre daha mutlu, fiziksel ve zihinsel olarak daha sağlıklıdır. Sosyal ilişkiler ve fiziksel sağlık arasındaki bağlantı araştırmacılar tarafından hala incelenen bir konu. İyi ilişkilerin daha düşük stres hormonu seviyelerine neden olduğuna yönelik bulgular mevcut.
Sosyal yaşamdaki ilişkilerinizi güçlendirin. Yakınlarınıza zaman ayırın. Onları arayın, onlarla görüntülü sohbet edin, mümkünse sosyal mesafeli olarak bir yürüyüşe çıkın. Birlikte zaman geçirmeyi bilinçli olarak seçin.
2.Rastgele iyilikte bulunun
Gün boyunca küçük, rastgele iyilikler yapmanın yollarını bulun. Yapılan bir dizi çalışmaya göre, kasten rastgele iyilikler yapmak sizi daha mutlu, daha az depresif ve endişeli hissettirebilir. Başkaları için yaptığınız davranışları değiştirmek, kendi mutluluğunuz üzerinde daha uzun vadeli bir etkiye sahiptir.
Simon-Thomas, bu davranışların doğal toplum yanlısı davranışlarınızı ya da başkalarına yardım etme yönündeki temel insan dürtüsünü etkilediği için işe yaradığını söylüyor. Kendi kaynaklarınızı başkalarının refahına yatırmak, beyninizin ödül sistemini harekete geçirir. Başka birine iyi hissettirdiğiniz için kendinizi iyi hissedersiniz.
3.Minnettarlığınızı ifade edin
Martin Seligman tarafından 2005 yılında yapılan bir araştırmaya göre, her günün sonunda minnettar olduğunuz üç şeyi ve neden olduğunu yazmak, mutlulukta uzun vadeli artışlara ve depresif belirtilerde azalmaya yol açar. Minnettarlık duyduğunuz şeyin büyüklüğü önemli değil.
Simon-Thomas, dikkatinizi stresli veya rahatsız edici şeylere yöneltmek yerine, zihninizi hayatınızın iyi olan kısımlarına yönlendirmek için eğitmenin önemli olduğunu söylüyor.
4.Farkındalık alıştırması yapın
2011 tarihli bir araştırmaya göre, beyninize geçmiş veya gelecek yerine şimdiye odaklanmayı öğreten meditasyon gibi egzersizler, kendini kabul etme duygularını artırabilir.
Psikoloji profesörü Elizabeth Dunn, “Fikir mevcut olmaktır, duygularınızı yargılamayın, onları tanıyın” diyor.
5.Kendinize merhamet edin
Simon-Thomas, bu maddenin listedeki en zorlu öğe olabileceğini söylüyor. Çünkü insanların kültürel bir değer olarak özeleştiri eğilimini benimsediğini, aksilikler ve başarısızlıklarla uğraşırken kendilerini cezalandırma eğiliminde olduklarını söylüyor. Ancak aşırı özeleştiri, hedeflerinize ulaşmanıza engel olur.
Kendinize merhamet etmek için geçmişe takılıp kalmak ya da endişeyle geleceğe bakmak yerine anın içinde olun. Aksiliklerin insan olmanın bir parçası olduğunu ve tüm insanların bunları deneyimlediğini anlayın. Düşmanca, kendini eleştiren bir ses yerine sıcak, destekleyici bir iç ses geliştirin.