Dünya genelindeki nehirlerde oluşan ilaç kirliliği, küresel çaplı bir araştırmanın konusu oldu. İngiltere’de küresel çapta gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, nehirlerdeki ilaç kirliliği dünya sağlığını olumsuz etkiliyor. Ayrıca araştırmaya göre nehirlerdeki ilaçlar, küresel sağlığı tehdit eden seviyelere ulaştı.
York Üniversitesi’nin yaptığı bu çalışma, küresel ölçekte yapılan en kapsamlı araştırmalar arasında yer alıyor. York Üniversitesi’nden araştırmacılar, çalışma kapsamında yüzden fazla ülkede binden fazla test alanından su örneği aldı.
Araştırmacıların örnek topladığı 258 nehrin yüzde 25’inden fazlasında bazı maddelerin varlığı ortaya çıktı. Bu maddeler, suda yaşayan organizmalar için güvenli olmayan bir düzeyde ‘aktif farmasötik bileşenler’ olarak bilinmektedir.
Ayrıca çalışma sonucunda, nehirlerde yaygın olarak parasetamol, nikotin, kafein maddeleri ile epilepsi ve diyabet ilaçları olduğu belirlendi.
Araştırmacıların en sık saptadığı iki madde karbamazepin ve metformin olarak karşımıza çıkıyor. Bunlardan biri epilepsi ve sinir ağrısının tedavisinde kullanılıyor. Bir diğeri ise diyabet tedavisi için kullanılıyor.
Bununla beraber, özellikle Afrika’da sıtma tedavisinde kullanılan artemisinin de yüksek konsantrasyonlarda ortaya çıktı.
En kirli ve en temiz nehirler…

Çalışmaya göre en kirli olan nehirler, Etiyopya, Pakistan ve Bolivya’da yer alıyor. Diğer yandan araştırmacılar, İzlanda, Norveç ve Amazon yağmur ormanlarındaki nehirlerden en iyi sonuçları aldılar.
En kirli alanlar, büyük ölçüde düşük ve orta gelirli ülkelerde ve kanalizasyon boşaltma, kötü atık su yönetimi ve ilaç üretiminin olduğu bölgelerde karşımıza çıkıyor.
Bu nehirlerdeki ilaçlar, dünya sağlığını tehdit ediyor. Dünya nehirlerinin ilaçlardan ve farmasötik ürünler nedeniyle kirlenmesi çevresel ve küresel sağlığa tehdit oluşturuyor.
Diğer yandan nehirlerdeki en yaygın farmasötik bileşiklerin çoğunun etkisinin ne olacağı hala büyük ölçüde bilinmiyor.
Araştırmanın baş yazarı Dr. John Wilkinson, ilaçların doğru bir şekilde kullanılmasının önemine dikkat çekti. John Wilkinson konuyla ilgili olarak, “Şu anda bildiğimiz şey, en modern verimli atık su arıtma tesislerinin bile bu bileşikleri nehirlere veya göllere gitmeden önce tamamen parçalayamayacağıdır.” dedi.
Araştırmacılar ayrıca nehirlerde artan antibiyotik varlığının dirençli bakterilerin gelişmesine yol açacağını belirtiyor. Bu, ilaçların etkinliğine zarar verebilir. Sonuç olarak da çevre ve küresel sağlığa küresel bir tehdit durumu ortaya çıkar. Bu soruna çözüm olarak, antibiyotik gibi ilaçların temininin zorlaştırılması ve dozlarda daha sıkı kısıtlamaların uygulanması gibi seçenekler belirtiliyor.